şemsiyesini unutan nietzsche

Yayınlandı: Ekim 22, 2010 / tavanarası

İnsan, “Ad lucem!” diye diye yürüyen hayvan mıdır? Lacancı bir bakışla, aynada kendi görüntüsünü görüp de kendisi olarak tanıyabilen tek canlı mıdır? Onun yolu, “anlamanın bitmemesi” patikası mıdır? Kime “bir horoz borcumuz var” bizim Bay Socrates? Wittgenstein bazı insanlarda insanı görememiş, ben çok insanda insanı göremiyorum, ne olacak şimdi? Hız mı bizi yavaşlatan, ağırlaştıran, yabanlaştıran, yabancılaştıran; janjanlı binbir oyuncak mı, yoksa duvarlarımızın yüksekliği ve kuntluğu mu? E şıkkı: Hepsi mi? Niye böyle olduk –körlere yol gösteren körler? Ödediğimiz bedellerin bütününü aşıyor mu toplamı? Bu acımasız matematiğin gözkamaştırıcılığı mı, bizi ışıkta donup kalan tavşana çeviren? Dikenlerle taçlanmışa dönüp de bakın: İşte insan! Gökten inmedi, göğe yükseleceği de yok öyle. Asıl diken nerede, taçlanmak bu mudur?

Tanrı, tanrılarınızın tanrısı değil baylar. Ona ulaşmanız için kırk-sonsuzluk kadar insan yürüyüşüyle yürümeniz gerek. İnsan yürüyüşüyse, yürürken, aynada kendini yürürken görebilmek demek. Ante mortem ile post mortem arasını manâ ile iyice pekiştirmek demek. “Güçlü ve özgür” olmanın kılıçüstü dengesini aklıyla yüreğinin kutlu terazi dengesinde bulabilmek demek. Soru sormayı elden hiç bırakmamak –düşüş sırasında bile, ve özellikle düşüş sırasında. Düşmekten kılpayı kurtulabilmek belki de soru sorabilmekten geçiyordur. Hiçbir cevabın cevap ol[a]madığını en nihayetinde bulabilmekten. Yine de elde sorularla tepeye her defasında tırmanma çabasından vazgeçmemekten.

Yaşamak tek başına magnum opus değildir baylar. Onu yaratmak gerekir. “Canlan!” diye haykırmak sonra. Elde, beynin ve yüreğin çekici.

Anlama, bitmez. Budur yol. İnsanlaşırsın yolda. Olabildiğince. Ne kadar olabilirse, olabildiyse.

(*) jazzetta, 23.11.2008 – 18:52 Posted by metinTAVANARASI2 Yorum |
(**) metin ………., “kim korkar hain ruhtan”, ……… yayınları.

yorum
  1. ekmekcikiz dedi ki:

    Hımm, daha önceki hayatında, bu yazıya yorum yazmış mıydım acaba? 🙂

    Peki, bir soru daha size; yaşamak nasıl olmalı, “sincap” gibi mi mesela?

  2. metin dedi ki:

    yakın zamanda sayılır, ormandaydım. aziz ve necip sincap milletiyle ilk kez o kadar haşır neşir oldum. sanırım ki tam üstüne bastınız! kaldırmayın ayağınızı, kaçmasın o güzelim tespitiniz. evek, sincaplar gibi yaşamalı tastamam. ne eksik ne fazla, tam da onlar gibi. sıçayım insan olma bilincine falan, çok afedersiniz. metnimle de çelişirsem çelişeyim, umrumda değil o kadarı şimdi. sonra düşünürüz 🙂

  3. metin dedi ki:

    ha bir de, bu metnin önceki hayatında (!) siz yorum yapmamışsınız efenim. ben şu aşağıdan görüyorum manzarayı, sizler göremeseniz de 🙂

  4. Suat dedi ki:

    ah hayat.. saklanamadık, açıkta yakalandık. kıskıvrak..

    • metin dedi ki:

      hayattan saklanmak mümkün değil di mi sevgili dostum? ne çok denedikse de olmuyor, olamıyor. ama o kendisi saklanmayı çok iyi biliyor, çok iyi beceriyor. haksızlık bu, oynamıyorum!

Yorum bırakın